Gecenin uzak bir vaktinde boşluğa açtı gözlerini. Hiç uyanmamış olmayı diledi ama diğer tüm dilekleri gibi bu da reddedildi. Kıpırdamamak için ayak diretti, sıktı dişlerini fakat et yığınından ibaret gövdesi düşüncelerine ihanet etti. Yarım bir selam verdi. Bir kez daha başköşeden izlemek için tükenişini; gerindi, giyindi ve isteği dışında evini terk etti. Gürültülü bir yok oluşa sürüklendi. Dış dünyanın anlamsız sesleri ve yapay hareketleri içinde benliğini kaybetti. Bir daha hiç bulamadı kendisini, aramaya da yeltenmedi…
Gecenin uzak bir vaktinde boşluğa açtı gözlerini. Güneşin
yükselmiş olması, karanlığın içinde yolunu yitirdiğini değiştirmezdi. Kör ve
sağır rolü oynayan insan selinin içerisinde düşe kalka ilerlemeye devam etti.
Suskunluktan kurumuş dudaklarına arsız bir ıslık yerleştirdi. Nasıl olsa sesini
duyan olmayacaktı, yeni bir şey değildi! Kalabalık bir Yitirmişler ordusu
peşinden hantal hantal yürümekteydi. Çaresizlikle debelenen ruhlarını, kokuşmuş
bedenleri esir etmişti. Hiçbiri, çoktan oynanmış ve kaybedilmiş bir kumarda
masaya sürüldüğünün farkında değildi. Yanlış tercihlerin işlediği cinayetlere
kurban edilmiş, anlam ifade etmeyen kimlikleriyle silinip gitmişlerdi…
Gecenin uzak bir vaktinde boşluğa açtı gözlerini. Tutulmuştu eklemleri, dağılmıştı düşünceleri, geride kalmıştı umut şeytanına kanıp yanan düşleri. Bir parça hatıra bırakmaya yanaşmamıştı günleri. Solmaya yüz tutmuştu gölgesi, soğumuş, katılaşmıştı çehresi. Sert bir şekilde saplandı göğsüne hiçliğin çelik pençeleri. Artık silik, puslu ve kirli bir sisten ibaretti. Lakin insanların bunu fark edip, onu gömmesi için elli yıl daha geçmesi gerekecekti…
Berserk Gloria
Yorumlar
Yorum Gönder