Cam kırıklarıyla gömdüm sözcüklerimi.
Bir umut belki görürüm diye güzel günleri,
Sımsıkı kapattım gözlerimi...
Nereden bilirdim ki bir daha hiç göremeyeceğimi?
Yitirmeye başladım ufalanmaya başlamış olan benliğimi,
Büsbütün hiçliğe kaptırdım sevgimi.
Son bir can çekişmesiyle fısıldadım ismini,
Belki hatırlasın diye beni...
Düşünemedim ki adımı dahi bilmediğini?
Sen ki aydınlık düşlerimin kire bulanmış prensesi,
Cadıların bile şapka çıkardığı bencillik abidesi.
Ey kalbimin hak etmeyen sahibesi!
Her şeye rağmen utanç dolu bir şekilde seviyorum seni...
Hoş, bu anlattıklarım neye yarayacak ki?
Şimdi yürürken ölüme, göremeyeceksin gülümsediğimi.
Hiçbir zaman bilemeyeceksin seni ne çok sevdiğimi,
Duymayacaksın aşkla mühürlenmiş kalbimin sesini,
Göğsümü uyuşturan nefesimi...
Gerçi, gerçi senin için ne fark edecek ki?
Eline sağlık reis , bu yazdıklarını toplayıp basılı bir esere dönüştürmeyi düşünüyor musun?
YanıtlaSilSağolasın ☺ burada yazdıklarım sadece anlık şeyler. O yüzden düşünmüyorum
Sil