Bazen soluksuz kalır insan...
Duyguları nefes almayı unutunca kendisini de unutur. Göğsü sıkıştıran bir ağrı, hafif bir göz kararması eşliğinde süzülür gözyaşları. Güçlüdür aslında ama hiç olmadığı kadar acizlikle suçlanır. Kendisi tarafından...
Boğazına yarım kalmış bir sevgi takılır bazen. Kimi zaman düşüncelerini donduran yalnızlıkla üşür, ihanetin acı tadıyla kahrolur. Kimi zaman da özlem ateşiyle yanar, ümitsizlikle mahvolur. Kördür, sağırdır, dilsizdir ve çoğunlukla ölüdür! Üzerine toprak atılması gerekirken dünyada çürümeye bırakılan kahrolası bir cesettir...
Gırtlağına çökmüş olan korkuyla baş başadır. Unutulmuş, yitirilmiş olmanın tedirginliğiyle beklerken kaybetmiş, kayıp edilmiş olmanın korkusuyla... Terk edilmenin aşağılık yankısıyla yaşamamak için gururunu baston edinir ve cesaretini kilitlendiği zindanlardan firar ettirir.
Nitekim bunlar da oksijensizdir!
Çünkü öfke, nefret ve kin nefes aldırmayacak sinsi ve namerttir. İnsan ise kendi kendini bitirir....
Sanırım bunun üstüne söyleyecek söz yok. Çok güzel. 💞💞
YanıtlaSilTeşekkür ederim ☺☺
SilBayıldım bu yazıya👍👏
YanıtlaSil